Aslında enflasyona kıyasla artış miktarı hâlâ az, alım gücü geçen sene bu döneme kıyasla çok daha düşük ve düşmeye de devam ediyor.
Sıradan vatandaş, yüksek orandaki zammın sadece olumlu tarafını görmeye meyilli ancak Ay'ın karanlık tarafı da bulunuyor. Ekonomist ve Daktilo1984 Genel Yayın Yönetmeni Enes Özkan, akıllarda beliren bu önemli soruyu bizim için yanıtladı:
"Aslında asgari ücret, son bir senedir enflasyona kıyasla çok fazla artmıyor ama yine de büyük bir artış yaşanıyor."
"Fazla artışın olumlu tarafı, işini kaybetmeyecek olanlar için en azından enflasyon karşısında birkaç ay da olsa bir rahatlama sağlıyor olması ama burada birkaç ay vurgusu önemli, sadece birkaç ay rahatlıyorlar. Sonrasında yine bu enflasyon ve dolar kurundaki sıçrayış nedeniyle yani şu anki hallerine geri dönerler."
"Olumsuz etkisi ise, Türkiye'de çok fazla mikro işletme olduğu için işçi çıkarmalarını tetikleyebilmesi."
"Türkiye aslında küçük esnaf cenneti, çok fazla insan bir-iki kişi çalıştırıyor yanında. Bu esnafların çok büyük bir kısmı, yanındaki işçilerden büyük ihtimalle bir işçi çıkaracak. Bu da işsizliği artırabilir."
"Diğer olumsuz etkisi ise halihazırda işçi çıkartamayacak olan esnaf, kobi veya büyük sanayi kuruluşlarının üzerinde yeni bir maliyet baskısı oluşturacak olması."
"Yani 100 işçi çalıştıran bir fabrikayı düşünürseniz, üzerine yıllık yaklaşık 3 trilyona yakın yeni bir maliyet biner. Bunun için de ürünlerine zam yapmak zorunda kalır. Eğer ihracat yapıyorsa bu belki çok etkilemez yerel pazarı ama tüm ürünler ihraç edilmiyor ve Türkiye'de tüketiliyorsa enflasyona sebep olur."
"Öte yandan esas olumsuz etkisi de şu; kimsenin maaşının düşük olması gerektiğini savunmuyorum fakat üretken olmayan bir ekonomide bu denli yüksek zamlar sadece enflasyonu getirir."
"Bunun da ana sebebi şu, asgari ücret zaten Türkiye'de neredeyse ortalama ücret. Türkiye'de çalışan insanların yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücrete yapılan yüksek orandaki zam, onların üst seviyelerinde maaş alan insanların maaşlarında da yukarı yönlü bir baskı oluşturur. Yani herkesin maaşında bu oranlarda veya buna benzer oranlarda artış istenci oluşur.
Bu da yine işverenler nezdinde bir baskı oluşturur ama öte yandan piyasadaki verimlilik artmadan yaşanan bu gelir artışı büyük oranda enflasyona sebep olur. Enflasyona sebep oldukça da tekrar maaşların güncellenmesi gerekir. Bu böyle bir kısır döngüye dönüşebilir."
"Burada işverenler eğer verimliliği artıramadan bu zamları yapmak zorunda kalırlarsa ve bu bir kısır döngüye dönüşürse büyük ihtimalle çok büyük teşviklere, kredilere ihtiyaç duyarlar."
"Bu süreçte de kamu belki işverenleri fonlamak için çeşitli mekanizmalar geliştirecektir. Tabii kamunun elindeki en basit kullanabildiği araç parasal genişleme. Yani para basıp, piyasaya dağıtıp, çeşitli çok uygun faizli veya neredeyse sıfır faizli krediler olabilir, farklı teşvik sistemleri olabilir.
Böylece bunları dağıtıp onların işçi giderlerini karşılamasını beklerler. Bu da kamunun daha fazla borçlanmasına, piyasada paranın daha çok çoğalmasına ve enflasyonun yine tekrardan artmasına sebep olur. Yani yüksek orandaki asgari ücret artışı, temelde böyle bir mekanizmayı tetikleyebilir."
Gönder